#

Kriz 2008-2012

2012 yılın sonunda "Kriz ve İşsizlik Üzerine" isimli çalışmamı sizlerle paylaşmak istedim. Bu yazının üzerinden 8 yıl geçti. Ancak, AB'nin geleceği ile ilgili belirsizlikler hala netleşmedi. 

KRİZ VE İŞSİZLİK ÜZERİNE 
Amerika’da 2008 yılında başlayan ve bir türlü bitmeyip 2009-2010-2011 ve 2012 krizleri diye isimlendirilen ekonomik krizin tüm dünya üzerinde etkisi olduğu aşikârdır. Batan firmalar, iflas eden bankalar, dip yapan borsalar derken bir türlü düzlüğe çıkamayan ülkeler çıktı karşımıza... 
 Avrupa Birliği’nde yer alan ülkeler özellikle Eurozone ülkeleri daha derinlemesine hissetti krizi… Hesapsızca yapılan harcamalar, kamu borçları derken birçok ülke batma noktasına geldi. Nedendir bilinmez ama krizin en çok vurduğu ülkeler Akdeniz Ülkeleri oldu. Belki de yaşam kalitesine verdikleri değer ve zevkleriydi düşkünlükleri… İspanya, İtalya, İrlanda, Portekiz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi iflasın eşiğine geldi. 
 Türkiye ise 2000-2001 krizinden daha yeni kurtulmuş bir ülke olarak daha tedbirli yol aldı. Batan firmalar olsa da iflas eden banka haberleri olmadı ama borsa krizden nasibini aldı ve yirmi bin seviyelerine kadar indi. İşsizlik krizin başlangıcıyla 2008 yılının ortasında zirve yapıp %13,2’leri görse de bu durum çok uzun sürmedi ve işsizlik oranları düşmeye başladı. 2012 yılının sonlarına doğru işsizlik oranı, kriz öncesi dönemin bile altına inerek %8,1 (Ağustos 2012) oldu. 
2012 Yılının son günlerinde Avrupa hala krizi konuşuyor.  Bununla birlikte İspanya, Yunanistan, Portekiz, İtalya, İrlanda, Güney Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkelerde mali sıkıntılar artarak devam ediyor.  Avrupa Birliği her ne kadar mali destek paketlerini açıklasa da henüz amaçlanan hedeflere ulaşılamadı. 
 
 AB ve IMF tarafından açıklanan Mali Yardım Tutarları; 
- Yunanistan  240 Milyar Euro,
- İrlanda        85 Milyar Euro,
- Portekiz       78 Milyar Euro,
- İspanya      100 Milyar Euro 
 
Toplamda 503 Milyar Euro tutarında bir mali yardım paketi söz konusu… Tabi İtalya henüz yardım almayı kabul etmiyor. Krizin üstesinden kendi başına gelebileceğini açıkladı. Yine de İtalya’dan gelebilecek muhtemel bir yardım talebi hesapları tekrar değiştirecektir. Bu yardım paketleri ülke halkları için de kemer sıkma anlamına geliyor. Tabi krizdeki ülke halkları da “kemer sıkma” politikalarını benimsemişe benzemiyor.

Euro Bölgesi için kemer sıkma politikalarının ne kadar etkili olacağı ise ayrı bir tartışma konusudur. Zira bu politikalarla kamu harcamaları azaltılmaya ve tasarruf edilmeye çalışılıyor. Bunun için memur maaşlarında kesinti yapılması, emekli aylıklarının ödenmemesi, bazı kurumların kapatılması gibi uygulamalar var.  Bölge halkları için bunları kabul etmek zor. Yine de kabul etseler bile ülkelerini “iflas” etmekten kurtarabilecekler mi? Açıkçası bu da oldukça zor görünüyor. Bu ülkelerde şu an üretim neredeyse durma noktasına gelmiş, işsizlik kriz öncesi döneme göre iki kat artmış ve ülkenin dinamikler ciddi zarar görmüş durumda… Üretmeyen, katma değer oluşturmayan bu ülkeler tasarruf etseler bile nasıl yapacaklar ve aldıkları borçları (üstelik faizleriyle beraber) ödeyebilecekler! 

Davamı ilgili PDF'te...

[attachment=6:kriz-2008-2012.pdf]

Yorumlar (0)